21 Nisan 2021
Bazı geceler oluyor, sürekli oksijen tüpüne bağlı kalması gereken insanlar gibi nefessiz kalıyorum. Havadaki oksijenle boğuluyorum adeta. Garip bir şekilde kendi gerçekliğimden uzaklaşmak, başka insanların gerçekliğinde yaşamak istiyorum. Başka insanların kirli duvarlı iki odalı evlerinde bir yatak olmak, mutfaklarında bir bulaşık süngeri olmak, pikaplarındaki çizik plak olmak istiyorum; sokağın ortasında ağlayarak koşuşturan bir kadının boynunu okşayan rüzgar, bazen de kırmızı atkısı olmak istiyorum. Kendi gerçekliğimin altında eziliyorum çünkü. Bir şeyler üretmek istiyorum; yazmak mesela, sonra da yazdığım her kelimede kendime küfürler ederek siliyorum. Mükemmelliyetçi zihnim hiçbir kelimeyi bana yakıştıramıyor, asla beş yıldız vermeyen, sert ve kibirli bir eleştirmen çünkü adeta; boğuk renkli atkısını, boğazını sıkıca saran kazağını ve kibirli bakışlarını gözümde canlandırabiliyorum. Gökyüzünde bir yıldız olmak istiyorum, ılık bir rüzgarın beni sarmasını, okşamasını, ve beni içine çekmesini istiyorum. Yaralanıyorum, aldığım her nefes kalbime saplanan bir ok olarak geri dönüyor. Bu kollara, bacaklara, ellere sahip olmaya dayanamıyorum; vücudumun her bir hücresini tek tek söküp atmak, kurtulmak istiyorum. İçine hapsolduğum bu zihinden özgürlüğe kavuşmak istiyorum, zihnimin paslı kepenklerini tek tek sökmek, parçalamak ve kaçmak istiyorum. Yazdığım hiçbir kelime tercüme olamıyor bana. Sanki karanlık tekrar dönüyor gibi, çaresizliğim doğmaya başlıyor. Yalnızlık bir karadelik gibi içine çekiyor beni, fakat ben o karadeliğin içinde varolmaya devam etmiyorum, sonsuzluk gibi sarıp sarmalıyor beni, üstümü kaplıyor, vücudumun içine doluyor ve eritiyor bedenimi, varlığımı. Duvarlar üstüme üstüme geliyor, oysa ben başkalarının hayatındaki soyulmuş boğuk yeşil duvar olmak istiyorum.
bilakis ben beş yıldız veriyorum.. taştan ve dahi etten duvarların seni tutamayacağı aşikâr. insanların ruhuna dokundukça üzerilerinde kalacak enerjinden zerreler ve hep özgür kalacaksın, çünkü sen ne duvar olarak kalabilirsin ne de ona asılı bir portre
YanıtlaSilBedenimize hapsolmuş gibi varligimiz. Ama hissettiğimiz her özgürlüğün sebebi de bedenimiz... Hayal gücünün derin labirentlerinde kainatı görebilirsin. Sonra anlayacaksın ki kainat sadece ve sadece sensin. Zihninde kesfe cikmis her ruhun ulasacagi sonsuzluğa ulaşacaksın. Gerceklik bir oyuncaktan farklı olmayacak. Kelimelerinden korkma ve yaz, yazdıkca ruhun seni bulacak.
YanıtlaSilBazı anlarda acının zihnin ve bedeninin arasında hapsolduğunu hissedersin. Ondan kurtulmaya çalıştıkça türlü oyunlar oynar, her çabanda sivri iğnesini bir kez değdirir. Kıpırdayamazsın. Artık ne yapsan acı veriyordur. Çaresiz hissedersin. Çıkış yolu aramaktan vazgeçer, acıyı kabullenirsin. Oysa ki bu daha da acı vericidir.
YanıtlaSilVaroluşa karşı olan nefretin özeti gibi her sözcük ve mükemmel bir özet!
YanıtlaSil