sığıntı
mide bulandıran bir boşluk. uğultular, kaçıp giden ve çırpınan düşünceler var zihnimde. hiçbir şey berrak değil. hiçbir şey eskisi gibi üzerine konuşulabilir bir noktada değil. nefret her şeyin üstünü gecenin karanlığının yeryüzüyle buluşması gibi kaplıyor artık. sessizlik istiyorum. hayatım bir duruşma gibi ilerliyor bu sıralar. yargılanıyorum. avukatım ise bütün savaşlardan bir parçasını feda ederek çıkmış, mağlup bir zihin. karşı taraf hiç olmadığı kadar güçlü, hiç olmadığı kadar saldırgan. zorlanıyorum. zorlanıyoruz. bu karanlıktan çıkmak kemiklerimi sızlatacak bir zorlukta. bir hakime ihtiyacımız var. sessizliği bize tokmağıyla getirecek bir hakim gerek. yoruldum. kaçıyor muyum bilmiyorum ama bir kaldırım taşının soğukluğuna, gecenin affedici kollarına, çocukluğun sıcaklığına sığınmak istiyorum. tekrar yazabildiğimi fark ettim ve buna haykırarak lanet ediyorum. kolumu, kanadımı öyle bir kırdılar ki, kanımı mürekkep etmek zorunda kaldım yeniden. buna dayanamıyorum. kağıttan, kelimelerden uzak kalmayı çok isterdim. zihnimi dondurmuştum, tozlu bir rafa kaldırmıştım ağrılardan kaçarak. bu bir acı değil artık, acılar kronikleşip ağrılara dönüştü. artık kısa süreli, zaman zaman atağını gerçekleştiren sinsi bir his değil yaşadığım. bütün ruha işleyen, gözleri kapattırmayan cinsten, hayatın tümünü kaplayan bir his. ağrı.
sevme kabiliyetinden yoksun, içgüdüleriyle hareket eden bir hayvana dönüşüyorum. sabahın perdelerden şımarıkça sızan sıcaklığı, parmaklarıma dans edercesine dolanan sigara dumanı, beni zihnimle barıştırmaya çalışan o yeşil peri ve daha birçok şey zamanın, ağrıların acımasızlığında anlamını yitiriyor. yok olmak istiyorum. gürültülü bir yok oluş diliyorum. eriyerek, titreyerek, parçalanarak ve ağrılarımı yeryüzünün tüm çocuklarına haykırarak. zihnimin kovuğuna çekilmek ve perdelerini de kapalı tutmak artık istediğim şey. yalnızlıktan bir anne yaratmaya çalışıyorum, sessizliğinde beni koynuna alıp sustursun diye.
Yorumlar
Yorum Gönder
yorum yapsana?