DANCE WITH THE DEVIL
ne yalan söyleyeyim, kötü değilim. çok güzel günler geçirdim. güzel günleri geride bırakmış olmam, ileride daha güzel günler olmadığı anlamına gelmiyor. geçmişte yolculuk yapıyorum bazen zihnimde. bazen bahçeli’de bir ilkokulun ara sokağından dik bir yokuşu çıkıyorum, yapayalnız bir parkta sallanıyorum—artık hiçbir şey eskisi gibi değil. köprünün altından çok sular aktı—her şey değişti. yenidoğan bir bebek gibi, tekrardan doğdum sanki küllerimden. belki de küllerimi burnumdan çektim, belki de dilimin altına koydum—ve çok şey değişti. çocukken beni denizin ortasına fırlatmışlardı, yüzmeyi öyle ya da böyle öğrenmek zorunda kalmıştım—işte hayata da böyle başladım. zamanda yolculuğum, annemin beni hayatın ortasına fırlatmasıyla başladı. artık dünyada fazladan bir tane daha bebek ”birinci tekil” vardı. var olmak başlı başına zor bir eylem, gerçekten var olabilmek ise daha da zor. işte ben, 2003 yılında fiziki dünyada var olmaya başladım, gerçekten var olmaya ise 2025 haziran ayında....